Gottman Çift Terapisi – Yule Psikoloji
Gottman Çift Terapisinde Süreç Nasıl İşler
Çiftler arasındaki ilişkileri daha sağlıklı ve tatmin edici bir noktaya taşımayı hedefleyen Gottman Çift Terapisi, bilimsel temellere dayanan bir yaklaşımla çiftlere rehberlik eder. Dr. John ve Julie Gottman tarafından geliştirilen bu yöntem, yıllarca süren araştırmaların ışığında, çiftlerin ilişkilerindeki zorlukları anlamalarına ve bu zorlukları aşmalarına yardımcı olmayı amaçlar. Peki, bu terapi süreci nasıl işler? Gelin adım adım inceleyelim.
1. Başlangıç Değerlendirme Süreci
Gottman Çift Terapisi süreci, detaylı bir değerlendirme aşamasıyla başlar. Bu süreç, terapistin çiftin ilişki dinamiklerini ve karşılaştıkları zorlukları anlamasına yardımcı olur.
- İlk Görüşme: Terapi süreci, çiftin birlikte katıldığı bir seansla başlar. Bu seansta çiftin genel ilişkisi, hedefleri ve terapiye dair beklentileri konuşulur.
- Bireysel Görüşmeler: Her iki partnerle ayrı ayrı yapılan görüşmeler, bireysel bakış açılarını anlamak için önemlidir.
- İlişki Anketleri: Gottman Enstitüsü tarafından geliştirilmiş bilimsel anketler, çiftin güçlü yönlerini ve geliştirilmesi gereken alanlarını detaylı bir şekilde ortaya koyar.
2. Tedavi Planının Oluşturulması
Değerlendirme süreci tamamlandıktan sonra, çiftin ihtiyaçlarına özel bir tedavi planı hazırlanır. Bu plan, çiftin hedeflerine uygun olarak şekillendirilir ve aşağıdaki konuları ele alabilir:
- Etkili iletişim becerilerinin geliştirilmesi
- Çatışma çözme stratejilerinin öğrenilmesi
- Duygusal bağın güçlendirilmesi
- Ortak değerlerin ve hedeflerin keşfedilmesi
3. Çalışma Aşaması: Uygulamalı Teknikler ve Stratejiler
Gottman Çift Terapisi, teorik bilgi yerine uygulamaya dayalı bir yaklaşımla öne çıkar. Bu aşamada çiftler, terapistin rehberliğinde ilişkilerinde kalıcı değişiklikler yapmalarına yardımcı olacak teknikleri öğrenirler:
- “Four Horsemen” (Dört Atlı) ile Mücadele: Eleştiri, savunmacılık, küçümseme ve duvar örme gibi ilişkilere zarar veren davranışları tanıma ve değiştirme yolları.
- Yumuşak Başlangıçlar: Tartışmalara daha yapıcı bir şekilde başlama teknikleri.
- Duygusal Haritalar: Partnerinizin duygusal dünyasını daha iyi anlamanızı sağlayan egzersizler.
- Sevgi ve Hayranlık Sisteminin Güçlendirilmesi: Olumlu duyguları artırmaya yönelik aktiviteler.
4. İlerleme ve Takip Süreci
Terapinin ilerleyen aşamalarında, çiftin öğrendikleri teknikleri günlük yaşamlarına nasıl entegre ettikleri değerlendirilir. Terapist, çiftin karşılaştığı yeni zorluklara yönelik destek sunar ve ilerleme kaydedilen alanları güçlendirmek için ek stratejiler önerir.
5. Sonlandırma ve Geleceğe Hazırlık
Terapinin sonunda, çiftler öğrendikleri becerileri bağımsız bir şekilde uygulayabilecek duruma gelirler. Terapist, çiftlere gelecekte karşılaşabilecekleri zorluklarla başa çıkmak için stratejiler sunar ve süreci sonlandırır.
Gottman Çift Terapisi Kimler İçin Uygundur
Gottman Çift Terapisi, ilişkisinde sorunlar yaşayan ya da ilişkilerini daha iyi bir noktaya taşımak isteyen tüm çiftler için uygundur. Aşağıdaki durumlarda bu terapi yöntemi faydalı olabilir:
- İletişim problemleri yaşayan çiftler
- Sürekli tartışma veya çatışma yaşayan çiftler
- Duygusal bağını yeniden güçlendirmek isteyen çiftler
- İlişkisinde aldatma gibi travmalar yaşamış çiftler
- Ortak hedeflerini ve değerlerini belirlemek isteyen çiftler
Neden Gottman Çift Terapisi
Bilimsel temellere dayanan ve etkinliği araştırmalarla kanıtlanmış bu terapi yöntemi, ilişkilerinizi daha tatmin edici ve sağlıklı bir hale getirmek için güçlü bir rehber sunar. Gottman Çift Terapisi ile hem kendinizi hem de partnerinizi daha iyi anlayabilir, ilişkilerinizde kalıcı bir değişim yaratabilirsiniz.
Eğer siz de ilişkinizde daha mutlu bir noktaya ulaşmak istiyorsanız, Yule Psikoloji ile iletişime geçerek Gottman Çift Terapisi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Unutmayın, her ilişki doğru rehberlikle güçlenebilir ve gelişebilir.
📞 Telefon: 0532 053 3992
📧 E-posta: yulepsikoloji@gmail.com
🌐 Online Randevu: Yule Psikoloji
Yule Psikoloji, Muğla Gökova’daki ofisimizde veya online terapi seçenekleriyle bireysel ihtiyaçlarınıza uygun profesyonel destek sunmaktadır. Kendinizi daha yakından tanımak ve bu içsel yolculuğa adım atmak için hemen randevu alabilirsiniz.
Devamı
Kırılgan Narsisizm | Yule Psikoloji
Kırılgan narsisizm, narsistik kişilik özelliklerinin bir türü olarak aşırı duyarlılık, güvensizlik ve reddedilme korkusuyla tanımlanır. Büyüklenmeci narsisizm (grandiose narcissism) kibir ve üstünlük hissiyle kendini gösterirken, kırılgan narsisizm savunmacı bir dış görünüşün ardında kırılgan bir özgüven taşır. Bu yazıda, kırılgan narsisizmin temel özellikleri, nedenleri ve bilimsel araştırmalara dayalı bulgular ele alınmaktadır.
Kırılgan Narsisizmin Temel Özellikleri
Kırılgan narsisizm, bireyin özgüven ve kişilerarası ilişkilerinde belirgin hassasiyetlerle kendini gösterir:
- Eleştiriye Hassasiyet: Kırılgan narsisizme sahip bireyler, yapıcı eleştirileri bile kişisel saldırı olarak algılayabilir. Bu durum, utanç ve yetersizlik duygularını tetikler.
- Kırılgan Özgüven: Özgüvenleri, dışarıdan gelen onaya bağımlıdır. Reddedilme veya terk edilme korkusu, özgüveni zayıf hale getirir.
- Sosyal Çekilme: Reddedilme korkusu, bireylerin sosyal etkileşimlerden uzaklaşmasına neden olabilir. Bu durum, duygusal yakınlık kurmayı zorlaştırır.
- Duygu Düzenleme Sorunları: Kıskançlık, utanç ve öfke gibi yoğun duygularla başa çıkmakta zorlanırlar. Bu da duygusal olarak dengesiz bir duruma yol açar.
Kırılgan Narsisizmin Nedenleri
Araştırmalar, kırılgan narsisizmin genetik, çevresel ve gelişimsel faktörlerin bir kombinasyonundan kaynaklandığını öne sürmektedir:
- Erken Çocukluk Deneyimleri: Cain, Pincus ve Ansell (2008), aşırı eleştirel veya ihmalkâr ebeveynlik deneyimlerinin, bireyin benlik algısında kırılganlık yarattığını belirtmiştir.
- Bağlanma Sorunları: Özellikle kaçıngan ve kaygılı bağlanma stilleri, kırılgan narsisizmin gelişiminde etkili rol oynar.
- Travma: Miller ve arkadaşları (2013), küçük düşme, reddedilme veya ihanet gibi travmatik olayların, savunmacı ve aşırı hassas bir kişilik yapısının gelişimine neden olduğunu göstermiştir.
- Toplumsal Etkiler: Twenge ve Campbell (2009), bireysel başarı ve dış görünüş odaklı toplumsal değerlerin, kırılgan narsisizmi artırıcı bir rol oynadığını belirtmiştir. Sosyal medya gibi platformlar, bu bireylerin özgüven kırılganlığını derinleştirebilir.
Kırılgan Narsisizm Üzerine Yapılan Araştırmalar
Kırılgan narsisizm üzerine yapılan araştırmalar, bu kişilik özelliğinin farklı boyutlarına ışık tutmaktadır:
1. Nörobiyolojik Temeller
Ronningstam (2009), kırılgan narsisizmin beyindeki limbik sistemle ilişkili olabileceğini öne sürmüştür. Limbik sistemin aşırı duyarlılığı, bireyin eleştiri ve reddedilme gibi durumlara yoğun tepki vermesine yol açabilir.
2. Bağlanma Stilleri
Cain, Pincus ve Ansell (2008), kırılgan narsisizmin güvensiz bağlanma stilleriyle güçlü bir ilişkisi olduğunu bulmuştur. Bu bağlanma sorunları, bireyin kendine dair algısında kırılganlık yaratır ve ilişkilerde savunmacı davranışlara yol açar.
3. Sosyal Faktörler
Twenge ve Campbell (2009), modern toplumun bireysel başarıyı ve dış görünüşü merkeze alan yapısının, kırılgan narsisizmi beslediğini belirtmiştir. Sosyal medya gibi platformların onay arayışını artırdığı, bu bireylerde özgüven dalgalanmalarına yol açtığı görülmüştür.
4. Duygu Düzenleme
Miller ve arkadaşları (2013), kırılgan narsisizmin yoğun utanç ve öfke gibi duygularla başa çıkmayı zorlaştırdığını vurgulamıştır. Farkındalık temelli stratejilerin bu duyguları düzenlemeye yardımcı olabileceği belirtilmiştir.
5. Çevresel Travmalar
Fonagy ve Target (2003), küçük düşürülme, ihanet veya reddedilme gibi travmaların, bireylerde savunmacı kişilik özelliklerinin gelişmesine neden olduğunu göstermiştir. Bu tür travmalar, kırılgan narsisizmin temelindeki kırılgan benlik algısını pekiştirir.
6. İlişkisel Çatışmalar
Horowitz ve arkadaşları (1996), kırılgan narsisizme sahip bireylerin, kişilerarası ilişkilerde algılanan küçümseme veya reddedilme durumlarına aşırı tepki verdiğini bulmuştur. Bu bireylerde sıklıkla pasif-agresif davranışlar gözlenmiştir.
7. Depresyon ve Psikolojik Sağlık
Skodol ve arkadaşları (2002), kırılgan narsisizmin düşük özgüven ve yalnızlık gibi özellikler nedeniyle depresyon riskini artırdığını göstermiştir. Depresyonun eşlik ettiği durumlarda, terapilerin etkisinin daha uzun vadede ortaya çıktığı belirtilmiştir.
Sonuç
Kırılgan narsisizm, özgüven, duygu düzenleme ve kişilerarası ilişkilerde yaşanan zorluklarla kendini gösteren karmaşık bir kişilik özelliğidir. Bu durumun kökenlerini anlamak, bireylerin yaşam kalitesini artırmak için önemlidir. Araştırmalar, kırılgan narsisizmin gelişiminde erken çocukluk deneyimleri, bağlanma sorunları, travmalar ve toplumsal faktörlerin etkili olduğunu göstermektedir. Bu anlayış, terapötik müdahalelerin ve sosyal destek stratejilerinin geliştirilmesine ışık tutmaktadır.
Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar
Yule Psikoloji
Kaynaklar
- Cain, N. M., Pincus, A. L., & Ansell, E. B. (2008). Vulnerable narcissism and maladaptive self-regulation. Journal of Personality, 76(4), 667-694.
- Fonagy, P., & Target, M. (2003). Psychoanalytic theories: Perspectives from developmental psychopathology. Journal of Child Psychology and Psychiatry, 44(1), 1195-1211.
- Horowitz, M. J., Rosenberg, S. E., & Bartholomew, K. (1996). Interpersonal problems of narcissistic personality disorder patients. Journal of Personality Disorders, 10(3), 238-252.
- Miller, J. D., Gentile, B., Wilson, L., & Campbell, W. K. (2013). Grandiose and vulnerable narcissism: A nomological network analysis. Journal of Personality, 81(1), 90-102.
- Ronningstam, E. (2009). Narcissistic personality disorder: A clinical perspective. Journal of Psychotherapy, 46(1), 5-22.
- Skodol, A. E., Gunderson, J. G., McGlashan, T. H., et al. (2002). Functional impairment in patients with schizotypal, borderline, avoidant, or obsessive-compulsive personality disorder. American Journal of Psychiatry, 159(2), 276-283.
- Twenge, J. M., & Campbell, W. K. (2009). The narcissism epidemic: Living in the age of entitlement. New York: Free Press.
İlişkilerde Şiddet Türleri ve Gottman Çalışmaları
John Gottman’ın çift laboratuvarında şiddet içeren ilişkilerle yapılan çalışmalar, ilişkilerde iki temel şiddet türünü ortaya koymaktadır: Karakterolojik Şiddet ve Durumsal Şiddet.
Karakterolojik Şiddet
Bu şiddet türü, genellikle erkeklerin kadınlara üstünlük kurmak, kontrol etmek ve korkutmak amacıyla şiddet uyguladığı, son derece tehlikeli bir durumdur. Bu tür şiddet çoğunlukla ciddi yaralanmalarla hatta ölümle sonuçlanabilir. Fail ve kurban rollerinin net olduğu bu ilişkilerde, kronik şiddet döngüsü bulunmaktadır. Şiddet genellikle nedensiz şekilde, kontrol ve tahakküm sağlamak için uygulanır.
Bu tür şiddet içeren çiftlerle çift terapisi yapılması önerilmez, çünkü bu tür bir ilişkide çözülebilecek bir problem yoktur. İlişkiyi veya failin davranışlarını değiştirme umudu, gerçekçi değildir.
Durumsal Şiddet
Durumsal şiddet, çiftler arasında nadiren yaşanan ve iletişim becerilerinin eksikliğinden kaynaklanan bir şiddet türüdür. Tartışmalar sırasında kol sıkmak ya da nesne fırlatmak gibi eylemleri içerebilir, ancak bu eylemler ciddi yaralanmalara veya kontrol kurma amacına yönelik değildir. Bu tür şiddet genellikle tekrarlamaz ve çift terapisiyle çözülmesi mümkündür. Terapi sürecinde çiftler, iletişim ve çatışma çözme becerileri kazanarak bu tür olayların önüne geçebilir.
Şiddet Uygulayanlar: Kobralar ve Pitbullar
Gottman, karakterolojik şiddet uygulayan erkekleri iki ana gruba ayırmıştır: Kobralar ve Pitbullar.
Kobralar
Bu grup, şiddet uygularken dahi sakin kalabilen, pişmanlık veya empati hissetmeyen, genellikle antisosyal özellikler taşıyan bireylerden oluşur. Şiddetten zevk alabilirler ve eşlerine bağlılık hissetmezler.
Kobralar:
- Şiddet öncesinde sakinleşir ve soğukkanlılıkla hareket ederler.
- Çocukluklarında sıklıkla fiziksel ve duygusal istismar yaşamışlardır.
- Antisosyal davranışlar sergiler ve dürtü kontrollerinde zorluk yaşarlar.
- Pişmanlık hissetmeden özür dileyebilir, ancak değişim göstermezler.
Eşlerinin İlişkide Kalma Sebepleri
Kobraların eşleri genellikle korku ve depresyon duygularıyla bu ilişkilerde kalmaya devam eder. Eşlerin bu ilişkiden ayrılamama sebepleri arasında ekonomik bağımlılık önemli bir faktör olsa da, eşlerin “değişeceğine dair umutları” ya da “başka bir seçenek görmemeleri” daha baskındır.
Pitbullar
Pitbull grubu, şiddet göstermeden önce giderek daha agresifleşen ve terk edilme korkusuyla hareket eden bireylerden oluşur.
Pitbullar:
- Şiddet öncesinde kalp atışları hızlanır ve agresyonları giderek artar.
- Eşlerine karşı aşırı derecede kıskanç ve bağımlıdırlar.
- Terk edilme korkusu nedeniyle kontrolcü ve baskıcı davranışlar sergilerler.
- Genellikle çocukluklarında ebeveyn şiddetine tanıklık etmişlerdir.
Eşlerinin İlişkide Kalma Sebepleri
Pitbulların eşleri, bu ilişkiden kurtulmanın imkansız olduğu hissine kapılırlar. Pitbulların en büyük korkusu terk edilmek olduğu için, ayrılık süreçlerinde şiddet daha da tehlikeli hale gelebilir.
Kobralar ve Pitbullar Arasındaki Farklılıklar
Özellik | Kobralar | Pitbullar |
Şiddet Sırasındaki Hissiyat | Soğukkanlı ve sakin | Artan agresyon ve gerginlik |
Empati Kapasitesi | Düşük, pişmanlık yok | Daha yüksek, ancak kıskançlık ve kontrolcü davranışlar hakim |
Terk Edilme Korkusu | Yok | Yüksek |
Çocukluk Travmaları | Antisosyal davranışlar, madde bağımlılığı, istismar | Aile içi şiddete tanıklık |
Bu İlişkilerden Kurtulma Yolları
Kobralarla İlişkide:
- Bu bireylerin değişeceğini düşünmek gerçekçi değildir. Öncelikli adım, şiddetin döngüsünden çıkmak için güvenli bir plan hazırlamaktır.
- Profesyonel destek alınmalı ve yakın çevreye durumu açıklayarak yardım istenmelidir.
Pitbullarla İlişkide:
- Ayrılık süreçleri dikkatli planlanmalıdır. Pitbulların terk edilme korkusu, şiddetin artmasına neden olabilir.
- Hukuki destek ve güvenli bir ortam sağlanmalıdır.
- Şiddetin sona erdirilmesi için destek gruplarına ve terapilere başvurulabilir.
Sonuç
Karakterolojik şiddet, ilişkilerde derin travmalar yaratabilen bir olgudur. Kobralar ve Pitbullar gibi farklı dinamiklere sahip şiddet uygulayıcılarını anlamak, bu tür ilişkilerden kurtulmanın ilk adımıdır. Eğer böyle bir durumda bulunuyorsanız, mutlaka profesyonel destek almanız ve güvenliğinizi sağlamanız önemlidir.
Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar
Yule Psikoloji
(Online ya da yüz yüze psikolojik danışmanlık randevusu almak için yulepsikoloji@gmail.com adresine mail atabilir ya da 0532 053 3992 whatsapp üzerinden mesaj atarak iletişime geçebilirsiniz.)
Kaynakça
- Bancroft, L. (2002). Why does he do that? Inside the minds of angry and controlling men. Berkley Books.
- Evans, P. (1996). The verbally abusive relationship: How to recognize it and how to respond. Adams Media.
- Gottman, J. M., & Jacobson, N. S. (1998). When men batter women: New insights into ending abusive relationships. Simon & Schuster.
- The Gottman Institute. (n.d.). A review of the research on domestic violence. Retrieved from https://www.gottman.com/blog/a-review-of-the-research-on-domestic-violence/
Devamı
Psikodinamik Psikoterapi
Psikodinamik psikoterapi, bilinçaltındaki düşünce ve duyguların bireyin davranışları üzerindeki etkisini incelemeye odaklanan bir psikoterapi türüdür. Bu terapi yaklaşımı, bireyin geçmiş deneyimlerinin, özellikle çocukluk dönemi yaşantılarının, şu anki duygu, düşünce ve davranışlarına nasıl etki ettiğini anlamaya çalışır. Sigmund Freud’un psikanalitik kuramına dayanmakla birlikte, modern psikodinamik terapi, daha kısa süreli ve hedefe yönelik müdahalelerle uyarlanmıştır.
Temel İlkeler ve Teknikler
Psikodinamik terapinin temel ilkesi, bilinçdışı süreçlerin bireyin ruhsal durumunu ve davranışlarını şekillendirdiği fikridir. Terapide, bireyin geçmişte yaşadığı ve çözümlenmemiş duygusal deneyimlerin güncel yaşantılara nasıl yansıdığı incelenir. Bu süreçte, terapist ve danışan arasındaki ilişki, danışanın bilinçdışı malzemeyi ortaya çıkarmasına yardımcı olur.
Başlıca teknikler şunlardır:
- Serbest Çağrışım: Danışanın aklına gelen her şeyi sansürsüz bir şekilde dile getirmesi teşvik edilir. Bu, bilinçdışı düşünce ve duyguların su yüzüne çıkmasına yardımcı olur.
- Rüya Analizi: Rüyalar, bilinçdışı arzuların ve korkuların bir ifadesi olarak görülür. Terapist, rüyaların sembolik anlamlarını çözümleyerek danışanın bilinçdışını anlamaya çalışır.
- Aktarım: Danışanın, terapiste karşı geçmişteki önemli figürlerle (ebeveynler, otorite figürleri gibi) yaşadığı duyguları aktarması. Bu süreç, danışanın bilinçdışı duygusal kalıplarını keşfetmesine yardımcı olur.
- Direnç: Danışanın bilinçdışındaki acı verici düşünce ve duyguları fark etmesini engelleyen bilinçli ya da bilinçsiz savunma mekanizmalarıdır. Terapist, bu direnci analiz ederek danışanın içgörü kazanmasına yardımcı olur.
Psikodinamik Psikoterapi Süreci Nasıl İşler
Psikodinamik psikoterapi süreci, terapist ve danışan arasında güçlü bir terapötik ilişki kurmayı gerektirir. Terapi genellikle haftada bir veya daha fazla seans şeklinde düzenlenir ve her seans yaklaşık 45-50 dakika sürer. Terapist, danışanın serbest çağrışım yapmasını teşvik eder ve bu süreçte ortaya çıkan bilinçdışı içerikleri analiz eder. Terapinin süresi, danışanın ihtiyaçlarına ve terapi hedeflerine bağlı olarak değişebilir. Psikodinamik terapi, genellikle uzun süreli bir süreçtir ve danışanın kendini derinlemesine keşfetmesine olanak tanır.
Psikodinamik Psikoterapinin Yararları
Bu terapi yaklaşımı, bireylerin kendilerini daha iyi anlamalarını, içsel çatışmalarını çözümlemelerini ve daha tatmin edici ilişkiler geliştirmelerini sağlar. Özellikle uzun süreli ve karmaşık ruhsal sorunlarda etkili olduğu bilinmektedir. Psikodinamik terapi, bireyin iç dünyasına derinlemesine bir bakış sunar ve bu sayede daha kalıcı değişimlere yol açar.
Psikodinamik psikoterapi, bireylerin bilinç dışındaki duygu ve düşüncelerini keşfederek içsel dengelerini iyileştirmelerine yardımcı olan etkili bir terapi yöntemidir. Bu terapi süreci, bireyin geçmiş deneyimlerinin bugünkü yaşam üzerindeki etkilerini anlamasına olanak tanır ve derin bir içsel dönüşüm sağlar.
Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar
Randevu veya bilgi almak için yulepsikoloji@gmail.com adresine mail atabilirsiniz.
Referanslar:
- Shedler, J. (2010). The efficacy of psychodynamic psychotherapy. American Psychologist, 65(2), 98-109. https://doi.org/10.1037/a0018378
- American Psychoanalytic Association. (2021). What is Psychodynamic Psychotherapy?
- Gabbard, G. O. (2004). Long-Term Psychodynamic Psychotherapy: A Basic Text. American Psychiatric Publishing.