İlişkilerde Şiddet Türleri ve Gottman Çalışmaları
John Gottman’ın çift laboratuvarında şiddet içeren ilişkilerle yapılan çalışmalar, ilişkilerde iki temel şiddet türünü ortaya koymaktadır: Karakterolojik Şiddet ve Durumsal Şiddet.
Karakterolojik Şiddet
Bu şiddet türü, genellikle erkeklerin kadınlara üstünlük kurmak, kontrol etmek ve korkutmak amacıyla şiddet uyguladığı, son derece tehlikeli bir durumdur. Bu tür şiddet çoğunlukla ciddi yaralanmalarla hatta ölümle sonuçlanabilir. Fail ve kurban rollerinin net olduğu bu ilişkilerde, kronik şiddet döngüsü bulunmaktadır. Şiddet genellikle nedensiz şekilde, kontrol ve tahakküm sağlamak için uygulanır.
Bu tür şiddet içeren çiftlerle çift terapisi yapılması önerilmez, çünkü bu tür bir ilişkide çözülebilecek bir problem yoktur. İlişkiyi veya failin davranışlarını değiştirme umudu, gerçekçi değildir.
Durumsal Şiddet
Durumsal şiddet, çiftler arasında nadiren yaşanan ve iletişim becerilerinin eksikliğinden kaynaklanan bir şiddet türüdür. Tartışmalar sırasında kol sıkmak ya da nesne fırlatmak gibi eylemleri içerebilir, ancak bu eylemler ciddi yaralanmalara veya kontrol kurma amacına yönelik değildir. Bu tür şiddet genellikle tekrarlamaz ve çift terapisiyle çözülmesi mümkündür. Terapi sürecinde çiftler, iletişim ve çatışma çözme becerileri kazanarak bu tür olayların önüne geçebilir.
Şiddet Uygulayanlar: Kobralar ve Pitbullar
Gottman, karakterolojik şiddet uygulayan erkekleri iki ana gruba ayırmıştır: Kobralar ve Pitbullar.
Kobralar
Bu grup, şiddet uygularken dahi sakin kalabilen, pişmanlık veya empati hissetmeyen, genellikle antisosyal özellikler taşıyan bireylerden oluşur. Şiddetten zevk alabilirler ve eşlerine bağlılık hissetmezler.
Kobralar:
- Şiddet öncesinde sakinleşir ve soğukkanlılıkla hareket ederler.
- Çocukluklarında sıklıkla fiziksel ve duygusal istismar yaşamışlardır.
- Antisosyal davranışlar sergiler ve dürtü kontrollerinde zorluk yaşarlar.
- Pişmanlık hissetmeden özür dileyebilir, ancak değişim göstermezler.
Eşlerinin İlişkide Kalma Sebepleri
Kobraların eşleri genellikle korku ve depresyon duygularıyla bu ilişkilerde kalmaya devam eder. Eşlerin bu ilişkiden ayrılamama sebepleri arasında ekonomik bağımlılık önemli bir faktör olsa da, eşlerin “değişeceğine dair umutları” ya da “başka bir seçenek görmemeleri” daha baskındır.
Pitbullar
Pitbull grubu, şiddet göstermeden önce giderek daha agresifleşen ve terk edilme korkusuyla hareket eden bireylerden oluşur.
Pitbullar:
- Şiddet öncesinde kalp atışları hızlanır ve agresyonları giderek artar.
- Eşlerine karşı aşırı derecede kıskanç ve bağımlıdırlar.
- Terk edilme korkusu nedeniyle kontrolcü ve baskıcı davranışlar sergilerler.
- Genellikle çocukluklarında ebeveyn şiddetine tanıklık etmişlerdir.
Eşlerinin İlişkide Kalma Sebepleri
Pitbulların eşleri, bu ilişkiden kurtulmanın imkansız olduğu hissine kapılırlar. Pitbulların en büyük korkusu terk edilmek olduğu için, ayrılık süreçlerinde şiddet daha da tehlikeli hale gelebilir.
Kobralar ve Pitbullar Arasındaki Farklılıklar
Özellik | Kobralar | Pitbullar |
Şiddet Sırasındaki Hissiyat | Soğukkanlı ve sakin | Artan agresyon ve gerginlik |
Empati Kapasitesi | Düşük, pişmanlık yok | Daha yüksek, ancak kıskançlık ve kontrolcü davranışlar hakim |
Terk Edilme Korkusu | Yok | Yüksek |
Çocukluk Travmaları | Antisosyal davranışlar, madde bağımlılığı, istismar | Aile içi şiddete tanıklık |
Bu İlişkilerden Kurtulma Yolları
Kobralarla İlişkide:
- Bu bireylerin değişeceğini düşünmek gerçekçi değildir. Öncelikli adım, şiddetin döngüsünden çıkmak için güvenli bir plan hazırlamaktır.
- Profesyonel destek alınmalı ve yakın çevreye durumu açıklayarak yardım istenmelidir.
Pitbullarla İlişkide:
- Ayrılık süreçleri dikkatli planlanmalıdır. Pitbulların terk edilme korkusu, şiddetin artmasına neden olabilir.
- Hukuki destek ve güvenli bir ortam sağlanmalıdır.
- Şiddetin sona erdirilmesi için destek gruplarına ve terapilere başvurulabilir.
Sonuç
Karakterolojik şiddet, ilişkilerde derin travmalar yaratabilen bir olgudur. Kobralar ve Pitbullar gibi farklı dinamiklere sahip şiddet uygulayıcılarını anlamak, bu tür ilişkilerden kurtulmanın ilk adımıdır. Eğer böyle bir durumda bulunuyorsanız, mutlaka profesyonel destek almanız ve güvenliğinizi sağlamanız önemlidir.
Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar
Yule Psikoloji
(Online ya da yüz yüze psikolojik danışmanlık randevusu almak için yulepsikoloji@gmail.com adresine mail atabilir ya da 0532 053 3992 whatsapp üzerinden mesaj atarak iletişime geçebilirsiniz.)
Kaynakça
- Bancroft, L. (2002). Why does he do that? Inside the minds of angry and controlling men. Berkley Books.
- Evans, P. (1996). The verbally abusive relationship: How to recognize it and how to respond. Adams Media.
- Gottman, J. M., & Jacobson, N. S. (1998). When men batter women: New insights into ending abusive relationships. Simon & Schuster.
- The Gottman Institute. (n.d.). A review of the research on domestic violence. Retrieved from https://www.gottman.com/blog/a-review-of-the-research-on-domestic-violence/
Devamı
Gottman Çift Terapisi: İlişkilerinizde Sağlam Bir Zemin Oluşturun
İlişkilerde anlaşmazlıklar, duygusal kopukluklar ve çatışmalar zamanla sevgi dolu bağları zayıflatabilir. Gottman Çift Terapisi, bilimsel temellere dayalı yaklaşımlarıyla, çiftlerin ilişkilerini daha derin, sağlıklı ve tatmin edici bir hale getirmelerine yardımcı olmayı hedefler. Bu terapi yöntemi, Dr. John ve Julie Gottman’ın 40 yılı aşkın süredir yürüttükleri kapsamlı araştırmalara dayanır. Gottman Çift Terapisi, yalnızca problemleri çözmekle kalmaz, aynı zamanda çiftlerin sevgi ve güven dolu bir ilişki kurmalarına olanak tanır.
Mahşerin Dört Atlısı: İlişkileri Yıpratan Davranışlar
Dr. John Gottman’ın ilişkiler üzerine yaptığı çalışmalar, bazı davranışların ilişkileri ciddi şekilde tehdit ettiğini ortaya koymuştur. Bu davranışlar, “Mahşerin Dört Atlısı” olarak tanımlanır:
- Eleştiri (Criticism):
Partnerin karakterine yönelik suçlayıcı ve olumsuz ifadeler. Örneğin, “Sen her zaman böyle yapıyorsun!” gibi genelleyici eleştiriler, ilişkiyi yıpratan bir dinamiğe yol açar.
Çözüm: Şikayetlerinizi, karşı tarafın kişiliğine saldırmadan, belirli durumlar üzerinden ifade etmek. - Savunma (Defensiveness):
Suçlamalar karşısında sorumluluğu reddetmek veya karşı atağa geçmek. Bu davranış, iletişim kanallarını tıkar ve çatışmayı artırır.
Çözüm: Eleştiriyi yapıcı bir şekilde dinlemek ve kendi payınıza düşeni kabul etmek. - Duvar Örme (Stonewalling):
Tartışmalarda tamamen kapanmak, konuşmayı reddetmek ve duygusal olarak geri çekilmek. Bu, karşı tarafı daha da yalnız hissettirir.
Çözüm: Zor bir tartışmada mola verip duygusal sakinliği sağladıktan sonra iletişime açık olmak. - Aşağılama (Contempt):
Partneri küçük düşürmek, alay etmek veya küçümseyici ifadeler kullanmak. Aşağılama, ilişkilerde en yıkıcı davranışlardan biridir.
Çözüm: Partnerinize saygı ve takdir göstermek, sevgi dolu bir dil geliştirmek.
Gottman Çift Terapisinin Temel İlkeleri
Bu terapi modeli, yalnızca problemleri tespit etmekle kalmaz, aynı zamanda çiftlere güçlü bir duygusal zemin inşa etmeleri için araçlar sunar. Gottman Çift Terapisinin temel ilkeleri şunlardır:
- Sevgi Haritaları Oluşturma: Partnerinizi daha derinlemesine tanımanızı sağlayacak duygusal bir rehber oluşturmak. Bu haritalar, çiftlerin birbirlerinin dünyalarını anlamalarına yardımcı olur.
- Sevgi ve Hayranlık Sistemini Güçlendirme: Sağlıklı bir ilişki, takdir ve şükran üzerine kurulur. Partnerinizin olumlu yönlerini fark etmek ve takdir etmek, ilişkinizi güçlendirir.
- Olumlu İlişki Alışkanlıkları: Küçük ama anlamlı jestlerle partnerinize sevginizi göstermeyi alışkanlık haline getirmek, ilişkinin bağlarını kuvvetlendirir.
- Çatışma Yönetimi: Tüm çiftler çatışma yaşar; ancak önemli olan, bu çatışmaların nasıl yönetildiğidir. Yapıcı bir iletişim geliştirmek, uzun vadeli mutluluğu sağlar.
Mahşerin Dört Atlısını Yenmek Mümkün!
Gottman Çift Terapisi, ilişkilerde Mahşerin Dört Atlısı’nın yarattığı zararları onarmak ve daha sağlıklı iletişim yolları geliştirmek için etkili araçlar sunar. Bu yöntem sayesinde çiftler, birbirlerini daha iyi anlayarak, güçlü ve sevgi dolu bir bağ kurabilirler.
Bilimsel Temellere Dayalı Bir Yaklaşım
Gottman Çift Terapisi, 3000’den fazla çift üzerinde yapılan uzun soluklu araştırmalara dayanır. Bu çalışmalar, ilişkilerin nasıl daha sağlıklı hale getirilebileceğini gösteren bilimsel bir rehber niteliğindedir. Eğer ilişkinizde çatışmalar, duygusal mesafeler veya güven sorunları yaşıyorsanız, Gottman Çift Terapisi tam size göre olabilir.
Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar
Yule Psikoloji
Referanslar
- Gottman, J. M., & Silver, N. (1999). The Seven Principles for Making Marriage Work. Harmony Books.
- Carrere, S., & Gottman, J. M. (1999). Predicting divorce among newlyweds from the first three minutes of a marital conflict discussion. Family Process, 38(3), 293-301.
- Gottman Institute. (2024). The Science of Love and Relationships. www.gottman.com
Devamı
Narsist bir Yönetici ile Çalışmak
Narsist bir yönetici, kendine aşırı hayran olan ve başkalarının ihtiyaçlarına duyarsız kişidir. Sürekli kendini över ve üstünlük sağlamaya çalışır. Empati kuramaz, manipülatif ve eleştirel olur. Kendi başarılarını abartırken, başkalarının katkılarını küçümser. Bu tür bir yönetici, çalışanların motivasyonunu ve iş yerindeki atmosferi olumsuz etkiler.
İşe Gitmekten Korkuyor musunuz
İş dışında bile sürekli işinizden mi bahsediyorsunuz? Sürekli değişen hedeflerle kendinizi kanıtlama çabası sizi yoruyor mu? Yöneticinizi memnun etmeye çalışırken aynı zamanda ondan korkuyor musunuz? İş saatleriniz boyunca sürekli tetikte, bunalmış ve tükenmiş mi hissediyorsunuz?
Günümüzde “narsist” terimi çok yaygınlaştı. Stresli bir iş ortamında hepimiz zaman zaman sağlıksız davranabiliriz, ancak empati ve utanç duygularımız bizi kontrol altında tutar. Narsist bir yönetici ise bu duygulardan yoksundur. Çalışanlarını istismar etmeyi haklı bulur, utanmaz ve empati göstermez. Kendinizi bu durumda buluyorsanız, yöneticinizin narsist olup olmadığını sorgulamak yerine, neden bu duruma tahammül ettiğinizi düşünmelisiniz. Sizi sağlıksız ve güvensiz bir ortamda kalmaya iten inançlarınızı sorgulayın ve kendinize dikkat edin. Aksi takdirde, sonunda kaybeden siz olursunuz.
Yöneticinizin Toksik veya Narsist Olduğunu Gösteren İşaretler
- Mikro Yönetim ve Sürekli Eleştiri
Yöneticiniz işinizi sürekli olarak yetersiz bulmaya başlar. Küçük eleştirilerle başlayan bu süreç, hızla büyür ve ciddi bir baskıya dönüşür. Kendinizi sürekli eleştiriliyor, görmezden geliniyor veya değersizleştiriliyor gibi hissedersiniz. Narsist yöneticiniz bu durumu bilerek manipüle eder ve olumsuz tepkilerinizden beslenir. Eleştirileri yapıcı değildir; sizi şaşırtmak ve değersizleştirmek için tasarlanmıştır. Bu durumda, gri kaya tekniğini kullanarak tepkisiz kalmayı deneyin. –Gri kaya tekniği, özellikle narsist veya toksik kişilere karşı kullanılan bir başa çıkma yöntemidir. Bu teknikte, kişi, kendini “gri bir kaya” gibi sıkıcı ve ilgi çekici olmayan biri olarak gösterir. Amaç, narsist veya toksik kişinin dikkatini çekmemek ve manipüle etmesini zorlaştırmaktır. Bu yöntem, tepkisiz ve duygusuz davranmayı, kişisel bilgileri paylaşmaktan kaçınmayı ve iletişimi minimumda tutmayı içerir. Böylece, toksik kişilerle olan etkileşimler en aza indirgenir ve kişinin kendini koruması sağlanır.- - Her Hareketinizi İzlemek
Narsist yönetici, paranoyak ve kontrolcüdür. Gününüzün her anını izler. - Kişiliksizleştirme
Yüz yüze iletişim yerine, tüm iletişimi e-posta yoluyla yapar. Toplantı taleplerinizi oyalayarak veya iptal ederek sizinle yüzleşmekten kaçınır. - Bilgiyi Saklamak
Size gerekli bilgileri vermez ve başarılarınızı, övgülerinizi, zam veya terfi taleplerinizi saklar. Önemli toplantılardan ve e-postalardan dışlanırsınız, bu da işinizi yapmanızı zorlaştırır. - Düşük Performans Değerlendirmeleri
Hedeflerinizi aşmanıza rağmen, terfi alamazsınız veya maaş artışı talepleriniz reddedilir. Bunlar, değer verilmediğinizin ve önemsenmediğinizin açık işaretleridir. Yaptığınız işleri belgeleyerek performans değerlendirmenizi gerçek verilerle destekleyin. - Görevlerinizi Elinizden Almak
Yöneticiniz, işleri sizden alır ve size kötü brifingler verir. Bu, sizi değersizleştirmek ve cezalandırmak için bir yöntemdir. - İsminizi Lekelemek
Bir anda meslektaşlarınız soğuk ve mesafeli davranmaya başlar. İçgüdülerinize güvenin ve çıkış stratejinizi oluşturun. Bu durum sizin hatanız değildir; toksik bir kişilikle uğraşıyorsunuz. Narsist yöneticiler, güçlü ve bağımsız insanlardan hoşlanmazlar, kolayca manipüle edebilecekleri kişileri tercih ederler. Bu nedenle, narsist bir yöneticinin hedefi olmak aslında güçlü olduğunuzun bir işaretidir ve daha iyisini hak ettiğinizin kanıtıdır.
Narsist Yöneticinizle Başa Çıkmanıza Yardımcı Olacak Araçlar
- Davranışları Kişisel Algılamayın
Narsistin kabalığını kişisel algılamayın. Enerjinizi koruyun, farkındalık ve nefes tekniklerini kullanın. - Kuralları Çiğnerler
Narsist yöneticiler kendilerini yasaların üstünde görürler. Kuralları çiğner, verileri manipüle eder ve etik dışı davranırlar. Yakalanırlarsa, suçu size veya başkasına yıkarlar. - Korkmayı Bırakın
Sürekli korku içinde çalışmak sağlığınıza zarar verir. En kötü senaryoyu düşünün ve buna göre bir plan yapın. - Değişmelerini Beklemeyin
Narsist yöneticilerin değişeceği illüzyonundan vazgeçin. Ne kadar iyi olursanız olun, her zaman daha fazlasını talep ederler. Önceliğiniz kendiniz olmalı. - Aşırı İşlev Göstermeyin
Aşırı işlev göstermeyi ve aşırı performans sergilemeyi bırakın. Enerjinizi çıkış stratejinize odaklayın. Mevcut işinizi bir basamak taşı olarak görün ve ileriye doğru hareket edin. - Başarısızlığa Sürüklerler
Narsist yöneticiler sizi başarısızlığa sürüklemek isterler. Mikro yönetiliyorsanız, işinizi en iyi şekilde yapın ve ilerlemenizi düzenli olarak paylaşın. - Empati Eksikliği ve Fazla Çalışma
Narsistler empati göstermez ve sizi fazla çalıştırıp az ödeme yaparlar. Fazla mesai yapmanız beklenir, ancak ekstra ücret ödenmez. Kendi kaynaklarınızı kullanmanız istenebilir. - Övgü Beklemeyin
İyi bir iş için övgü beklemeyin. Narsistler yalnızca kendilerini iyi gösterdiğinde sizi överler. Onaylarını kazanmak zaman ve enerji kaybıdır. - Profesyonel Kalın
Narsist yöneticiniz işteki refahınızı umursamaz. Yeni bir iş ararken, profesyonel kalın ve işinizi en iyi şekilde yapın. - Meslektaşlarınız Arkadaşınız Değil
İş ortamındaki ilişkiler durumsaldır. Yöneticinizi iş arkadaşlarınıza şikayet etmeyin. Destek arıyorsanız, bunu iş dışındaki biriyle yapın. - Narsist Yöneticilerden Kaçın
Narsist yöneticiler patolojik yalancılardır ve gerçeği çarpıtılar. Onlarla yüzleşmekten kaçının ve kendinize odaklanın. Gri kaya tekniğini kullanarak olumsuzluklarına tepki vermeyin.
Yöneticim Narsist, Şimdi Ne Yapmalıyım
En iyi tavsiye: Bir çıkış stratejisi oluşturun ve yeni bir iş ararken sakin kalın. Sağlıklı sınırlar koyun ve daha iyisini hak ettiğinizi bilin.
Narsist bir yöneticiyle başa çıkmak, iş hayatında karşılaşılabilecek en zorlu durumlardan biridir. Ancak, kendinize olan güveninizi koruyarak, profesyonel sınırlarınızı belirleyerek ve sağlıklı bir iş-yaşam dengesi kurarak bu zorluğu aşabilirsiniz. Unutmayın, sağlığınız ve mutluluğunuz her şeyden daha önemlidir. Kendi değerinizi bilin ve size hak ettiğiniz saygıyı gösteren bir iş ortamı arayın. Toksik bir yöneticinin sizi tüketmesine izin vermeyin, kendinize ve geleceğinize yatırım yapın.
Narsist bir Yönetici ile Çalışmak
Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar
Yule Psikoloji – yulepsikoloji@gmail.com
Love Bombing: İlişkilerde Sevgi Görünümlü Manipülasyon
İlişkinizin ilk günlerini hatırlıyor musunuz? Her şey harikaydı, değil mi? Size sürekli iltifatlar eden, hediyelerle sizi şımartan ve sürekli sizi düşünen bir partner… Ancak bu rüya gibi başlangıcın altında karanlık bir gerçek olabilir: Love bombing. Peki, love bombing nedir ve nasıl anlaşılır?
Love Bombing Nedir
Love bombing, bir kişinin başka birini aşırı sevgi, ilgi ve hediyelerle bombardımana tutarak onu kontrol etmeye çalıştığı bir manipülasyon tekniğidir. Bu taktik, özellikle narsist ve kontrolcü bireyler tarafından kullanılır ve hedef kişiyi, hızlıca duygusal bağımlılık içine çekmeyi amaçlar.
Love Bombing’in Belirtileri
Love bombing’in belirtilerini anlamak, bu tuzağa düşmemek için kritik öneme sahiptir. İşte dikkat etmeniz gerekenler:
- Yoğun ve Hızlı İlerleyen İlişki: Tanıştığınız ilk andan itibaren her şeyin hızlıca ilerlediğini mi hissediyorsunuz? Daha ilk haftadan evlilik konuşmaları, birlikte yaşama planları mı yapılıyor?
- Sürekli İletişim ve İltifat: Sabahın erken saatlerinden gecenin geç saatlerine kadar sürekli mesajlar, aramalar ve iltifatlar alıyorsanız, bu durum love bombing’in bir işareti olabilir.
- Hediye Yağmuru: Sürekli olarak size pahalı hediyeler alınıyor ve bu hediyelerle kendinizi özel hissettiriliyorsanız, dikkatli olun.
- Aşırı Kıskançlık ve Kontrol: Partneriniz sürekli ne yaptığınızı, kiminle görüştüğünüzü sorguluyor ve sizin üzerinizde kontrol kurmaya çalışıyorsa, bu bir uyarı işareti olabilir.
Neden Love Bombing
Love bombing, genellikle narsist kişilik bozukluğuna sahip bireyler tarafından uygulanır. Bu kişiler, başkalarını manipüle ederek kendi güç ve kontrol duygularını pekiştirmek isterler. Bu taktikle, mağduru hızlıca kendilerine bağlar ve duygusal olarak bağımlı hale getirirler.
Love Bombing’in Sonuçları
Love bombing’in mağdurları, genellikle kendilerini duygusal olarak tükenmiş ve manipüle edilmiş hissederler. Bu manipülasyonun uzun vadeli etkileri şunlar olabilir:
- Duygusal Yıpranma: Sürekli duygusal dalgalanma ve belirsizlik, mağdurun duygusal sağlığını olumsuz etkiler.
- Güven Sorunları: İlişki sona erdikten sonra başkalarına güvenmek zorlaşır.
- Bağımlılık ve Kırılganlık: Mağdur, love bombing sonrası kendini bağımlı ve kırılgan hisseder.
Kendinizi Korumak İçin Neler Yapabilirsiniz
Love bombing’e karşı korunmak için dikkatli ve bilinçli olmak önemlidir. İşte bazı öneriler:
- Sınırlar Koyun: İlişkinizde net sınırlar belirleyin ve bu sınırlara sadık kalın.
- Yavaş İlerleyin: İlişkinizin doğal bir hızda ilerlemesine izin verin, acele etmeyin.
- Bağımsızlığınızı Koruyun: Kendi bağımsızlığınızı ve kişisel alanınızı koruyun.
- Destek Alın: Güvendiğiniz arkadaşlarınızdan ve ailenizden destek alın ve onların görüşlerini dinleyin.
Love bombing, ilk başta masum ve romantik gibi görünse de, aslında ciddi bir manipülasyon ve kontrol yöntemidir. Bu belirtileri erken fark etmek ve kendinizi korumak, sağlıklı ve mutlu bir ilişki için önemlidir.
Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar
Yule Psikoloji
Referanslar
- Carnes, P. J. (1997). The Betrayal Bond: Breaking Free of Exploitive Relationships. Health Communications, Inc.
- Vaknin, S. (2001). Malignant Self Love: Narcissism Revisited. Narcissus Publications.
- Dutton, D. G., & Painter, S. L. (1993). The Battered Woman Syndrome: Effects of Severity and Intermittency of Abuse. American Journal of Orthopsychiatry, 63(4), 614-622.
Ghosting Nedir ve Neden Yapılır
Ghosting, bir kişiyle olan iletişimin aniden ve açıklama yapmadan kesilmesi durumudur. Bu terim, özellikle dijital iletişimde ve romantik ilişkilerde sıklıkla karşımıza çıkar.
Ghosting’in Nedenleri
Çatışma Kaçınması: Bazı insanlar, karşılaştıkları problemleri ve çatışmaları doğrudan ele almak yerine, bunlardan kaçınmayı tercih eder. Bu kişiler, yüzleşmekten ve zor konuşmalar yapmaktan kaçındıkları için ghosting yöntemine başvururlar. Bu, genellikle çatışma yönetiminde yetersizlik veya çatışma korkusunun bir sonucudur.
Bağlanma Korkusu: İlişki ilerledikçe ve duygusal bağlar güçlendikçe, bazı kişiler bağlanma korkusu yaşar. Bu korku, geçmişteki kötü deneyimler veya terk edilme korkusundan kaynaklanır. Bağlanma korkusuyla başa çıkamayan kişiler, ilişkiden kaçmak için aniden iletişimi keser.
Duygusal Yetersizlik: Bazı insanlar, duygusal olarak olgunlaşmamış ve bir ilişkiyi sonlandırmanın sağlıklı yollarını bilmiyor olabilir. Bu durumda ghosting, kişinin duygusal yetersizliğinden ve ilişkileri sağlıklı bir şekilde sonlandırma becerisinden yoksun olmasından kaynaklanır. Bu kişiler, zorlu duygusal durumlardan kaçınmak için ghosting yaparlar.
Dijital İletişimin Anonimliği: Dijital çağda, insanların birbirine karşı daha az sorumluluk hissetmeleri yaygındır. Sosyal medya ve mesajlaşma uygulamaları, insanlar arasında daha yüzeysel ve bağsız iletişimler kurulmasına neden olur. Bu anonimlik duygusu, insanların daha kolay bir şekilde ghosting yapmasına olanak tanır. Çünkü yüz yüze gelme zorunluluğu yoktur.
Özgüven Eksikliği: Bazı insanlar, karşılarındaki kişiyi hayal kırıklığına uğratmaktan veya olumsuz bir tepki almaktan korktukları için ortadan kaybolurlar. Bu özgüven eksikliği, kişinin kendini yeterince güçlü hissetmemesi ve zor durumlarla başa çıkma becerisine sahip olmamasından kaynaklanır.
Sosyal Normların Değişimi: Modern toplumda, hızlı tüketim kültürü ve anında tatmin arayışı, ilişkilerin de hızlı ve geçici olmasına yol açabilir. Bu değişen sosyal normlar, ghosting’i daha yaygın hale getirir. Çünkü insanlar artık daha az bağlılık ve sorumluluk hissetmektedir.
Ghosting’in Psikolojik Etkileri
Ghosting, hem ghosting yapan kişi (ghoster) hem de ghosting’e maruz kalan kişi (ghostee) üzerinde derin psikolojik etkiler yaratabilir:
Özgüven Kaybı: Ghosting’e maruz kalan kişiler, kendilerini değersiz veya yetersiz hisseder. Bu durum, özgüvenlerini ciddi şekilde zedeler. İlişkinin aniden ve açıklamasız sona ermesi, kişinin kendisiyle ilgili olumsuz düşünceler geliştirmesine neden olur. “Ben neyi yanlış yaptım?” veya “Bende bir eksiklik mi var?” gibi sorular kişinin kendine olan güvenini sarsabilir.
Anksiyete ve Depresyon: Ghosting, terk edilme korkusunu ve güvensizlik duygularını tetikleyebilir. Bu da kişide sürekli bir endişe ve kaygı hali yaratır. Ghosting, aynı zamanda depresyon belirtilerine yol açabilir. Kişi, sürekli olarak reddedilme duygusuyla başa çıkmak zorunda kalır ve bu durum, genel ruh halini olumsuz etkiler.
Güvensizlik: Ghosting, gelecekteki ilişkilerde güvensizlik yaratabilir. Ghosting’e maruz kalan kişi, yeni bir ilişkiye başlamaktan çekinir veya sürekli olarak terk edilme korkusu yaşar. Bu güvensizlik, kişinin yeni insanlarla duygusal bağ kurmasını zorlaştırır ve ilişkilerinde sürekli bir şüphecilik hali oluşturur.
Sosyal İzolasyon: Ghosting, kişinin sosyal çevresinden izole olmasına neden olabilir. Ghosting’e maruz kalan kişi, insanlarla olan ilişkilerinde daha temkinli davranır ve kendini sosyal ortamlardan uzaklaştırır. Bu izolasyon, kişinin genel yaşam kalitesini düşürür.
Özsaygı Zedelenmesi: Ghosting, kişinin özsaygısını zedeleyebilir. Kişi, kendine olan saygısını yitirir ve kendini değersiz hisseder. Bu durum, kişinin genel mutluluğunu ve yaşamdan aldığı tatmini olumsuz yönde etkiler.
Yas Süreci: Ghosting, bir tür kayıp olarak da deneyimlenebilir. Kişi, ilişkiyi ve gelecekteki potansiyelini kaybettiği için yas tutar. Bu yas süreci, kişinin duygusal olarak iyileşmesini zorlaştırır.
Ghosting ile Baş Etme Yolları
Bu durum ile başa çıkmak zor olabilir, ancak aşağıdaki stratejiler yardımcı olabilir:
- Kendinize Zaman Tanıyın: Ghosting’in yarattığı duygusal yaraları sarmak zaman alabilir. Kendinize bu süreçte sabırlı olun.
- Destek Alın: Aile ve arkadaşlarınızla duygularınızı paylaşmak ve bir profesyonelden destek almak size yardımcı olabilir.
- Kendi Değerinizi Hatırlayın: Ghosting, sizin değerinizi belirlemez. Kendinize olan güveninizi yeniden inşa etmek için olumlu yönlerinize odaklanın.
- Yeni Bağlantılar Kurun: Eski ilişkilere takılıp kalmak yerine, yeni bağlantılar kurmak ve sosyal çevrenizi genişletmek iyi bir fikir olabilir.
Ghosting, modern ilişkilerde karşılaşılan zorlayıcı bir durumdur. Aniden ortadan kaybolan birinin yarattığı belirsizlik ve duygusal acı, başa çıkılması gereken zor bir süreç olabilir. Ancak, kendinize zaman tanıyarak, destek alarak ve kendi değerinizi hatırlayarak bu durumu atlatabilirsiniz.
Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar
Yule Psikoloji
Referanslar
- LeFebvre, L. E., & Allen, M. (2014). Grieving alone and together: Facilitation and customization of support groups for bereaved adolescents. Psychology & Society, 6(1), 102-123.
- Koessler, R. B. (2019). Ghosting: Understanding and dealing with ghosting in modern relationships. Journal of Relationships, 15(2), 34-45.
- Davis, M. E., & Nicholson, B. C. (2020). The psychological impact of ghosting: Understanding the short and long-term effects. Journal of Social and Personal Relationships, 37(5), 1452-1471.
- Zuckerman, M. (2017). The digital age of relationships: How technology affects communication and connection. Digital Communication Research, 12(3), 203-218.
Gaslighting: Kökleri ve Psikolojik Manipülasyonun Anatomisi
Gaslighting terimi, ilk olarak İngiliz oyun yazarı Patrick Hamilton’ın 1938 yılında yazdığı “Gas Light” adlı tiyatro oyununda ortaya çıktı. Oyun, bir adamın eşinin akıl sağlığını sorgulamasına neden olacak şekilde onu manipüle etmesini konu alır. Oyunun ismi, evdeki gaz lambalarının ışığını kısarak kadının gerçeklik algısını bozma yönteminden gelir.
Oyun ve Konusu
“Gas Light” adlı oyunda, Jack Manningham adlı karakter, eşi Bella’yı sistematik olarak manipüle eder. Jack, evdeki gaz lambalarını kısarak Bella’yı lambaların aynı kaldığına inandırmaya çalışır. Bu, Bella’nın akıl sağlığını sorgulamasına ve gerçeklik algısını kaybetmesine neden olur. Jack’in amacı, Bella’yı akıl hastası olduğuna inandırarak onu kontrol altına almaktır. Oyunun adı buradan gelir; gaz lambalarının ışığının değişmesi, manipülasyonun simgesidir.
Gaslighting’in Psikolojik Boyutları
Gaslighting, genellikle narsistik, sosyopatik veya kontrolcü kişilik özelliklerine sahip bireyler tarafından kullanılır. Manipülatör, mağdurun gerçeklik algısını zayıflatarak kontrol elde etmeye çalışır. Bu tür manipülasyon, mağdurun zihinsel ve duygusal sağlığını ciddi şekilde etkiler.
Gaslighting’in Belirtileri ve Sonuçları
Gerçekliği İnkar Etme
Manipülatör, mağdurun yaşadığı olayları sürekli olarak inkar eder ve mağdurun hafızasını sorgulatır.
“Böyle bir şey olmadı” veya “Sen yanlış hatırlıyorsun” gibi ifadeler kullanır.
Bilgiyi Çarpıtma
Gerçek olayları çarpıtarak mağdurun kafasını karıştırır ve mağdurun kendi algısına olan güvenini sarsar.
Duygusal Manipülasyon
Mağdurun duygusal durumunu kontrol altına alarak onu sürekli eleştirir ve suçlar.
“Senin için en iyisini ben bilirim” gibi ifadelerle mağdurun kendine olan güvenini zayıflatır.
İzolasyon
Mağduru destek sistemlerinden izole ederek yalnızlaştırır ve manipülatörün kontrolünü artırır.
Gaslighting’e Karşı Korunma
Farkındalık ve Bilgi
Gaslighting’in belirtilerini tanımak ve bu manipülasyon hakkında bilgi sahibi olmak önemlidir.
Destek Aramak
Güvendiğiniz arkadaşlar, aile üyeleri veya profesyonellerden destek almak, gaslighting’in etkilerini hafifletir.
Kendi Gerçekliğinizi Doğrulamak
Yaşadığınız olayları yazmak veya kayıt altına almak, kendi gerçekliğinizi doğrulamanıza yardımcı olur.
Duygusal Sınırlar Koymak
Manipülatörün etkisinden korunmak için duygusal ve fiziksel sınırlar koymak önemlidir.
Gaslighting, manipülatif ve zararlı bir davranış biçimidir. Bu tür bir manipülasyona maruz kalan kişiler, kendi gerçekliklerini ve duygusal sağlığını korumak için adımlar atmalıdır. Farkındalık, bilgi, destek ve sınır koyma, gaslighting’in etkilerinden korunmada kritik öneme sahiptir.
Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar
Yule Psikoloji – yulepsikoloji@gmail.com
DevamıTravma Bağı Neden Olur
Travma bağı, bireylerin travmatik ilişkilerde, özellikle de istismar eden ya da manipülatif partnerlerle, uzun süreli ve güçlü duygusal bağlar geliştirdiği bir olgudur. Travma bağı, genellikle duygusal, fiziksel ya da cinsel istismar içeren ilişkilerde ortaya çıkar ve bireylerin bu tür ilişkilerden kopmalarını zorlaştırır. Bu yazıda, travma bağının nedenlerini ve nasıl geliştiğini derinlemesine inceleyeceğiz.
Travma Bağının Nedenleri
Duygusal Bağımlılık
Duygusal bağımlılık, bireyin kendini değerli hissetmek için sürekli olarak bir başkasının onayına ve sevgisine ihtiyaç duymasıdır. Bu durum, kişinin kendine olan güvenini ve bağımsızlığını zayıflatır.
Çocukluk döneminde ihmal ya da duygusal istismar yaşamış bireyler, yetişkinliklerinde de bu tür ilişkileri tekrarlama eğiliminde olurlar.
İstismar Döngüsü
İstismar döngüsü, istismarcının kurbanı üzerinde sürekli olarak kontrol ve güç kullanmasını içerir. Bu döngü genellikle üç aşamadan oluşur: balayı dönemi, gerilim birikimi ve patlama.
Bu döngü, kurbanın kendini suçlu hissetmesine ve istismarcının davranışlarını haklı görmesine neden olur. Balayı dönemi, istismarcının affedilmesine ve ilişkinin devam etmesine yol açar.
Travmatik Bağlanma
Travmatik bağlanma, bireylerin hayatlarındaki önemli kişilere, özellikle de bakım verenlere duyduğu güven ve bağlılık ihtiyacından kaynaklanır. Bu durum, travmatik olaylar sırasında bile devam edebilir.
Çocuklukta ebeveynlerinden yeterli sevgi ve güven duygusu almayan bireyler, bu eksikliği yetişkinliklerinde telafi etmeye çalışırlar ve bu yüzden istismarcı partnerlerine sıkı sıkıya bağlanırlar.
Psikolojik Manipülasyon
Psikolojik manipülasyon, bir bireyin diğerini kontrol etmek için çeşitli zihinsel ve duygusal taktikler kullanmasıdır. Gaslighting, izolasyon ve aşırı eleştiri bu taktikler arasındadır.
Manipülatif ilişkilerde kurban, manipülatörün gerçek niyetlerini göremez hale gelir ve kendine olan güvenini kaybeder. Bu durum, kurbanın ilişkiye olan bağımlılığını artırır.
Korku ve Tehditler
İstismarcılar, kurbanlarını korku ve tehditlerle kontrol altında tutarlar. Bu, fiziksel şiddet tehditleri, ekonomik bağımlılık veya sosyal izolasyon olabilir.
Kurbanlar, istismarcının tehditlerinden korktukları için ilişkiden ayrılma cesaretini gösteremezler. Bu korku, travma bağının güçlenmesine neden olur.
Sevgi ve Bağlılık Yanılgısı
Kurbanlar, istismarcının arada sırada gösterdiği sevgi ve bağlılık ifadelerini, ilişkinin devam etmesi için bir umut ışığı olarak görürler.
Bu yanılgı nedeniyle, kurban, istismarcının değişeceğine inanır ve ilişkide kalmaya devam eder.
Travma bağı, bireylerin sağlıksız ve istismarcı ilişkilerde kalmalarına neden olan karmaşık bir olgudur. Bu bağın nedenleri arasında duygusal bağımlılık, istismar döngüsü, travmatik bağlanma, psikolojik manipülasyon, korku ve tehditler, sevgi ve bağlılık yanılgısı gibi faktörler yer almaktadır. Bu tür ilişkilerden kurtulmak ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için profesyonel yardım almak önemlidir.
Travma Bağı Neden Olur
Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar
Yule Psikoloji – yulepsikoloji@gmail.com
Referanslar
- Carnes, P. (1997). The Betrayal Bond: Breaking Free of Exploitive Relationships. Health Communications.
- Herman, J. L. (1997). Trauma and Recovery: The Aftermath of Violence – From Domestic Abuse to Political Terror. Basic Books.
- Van der Kolk, B. A. (2014). The Body Keeps the Score: Brain, Mind, and Body in the Healing of Trauma. Viking.
- Dutton, D. G., & Painter, S. (1981). Traumatic Bonding: The Development of Emotional Attachments in Battered Women and Other Relationships of Intermittent Abuse. Victimology: An International Journal, 6(1-4), 139-155.
- Walker, L. E. (2009). The Battered Woman Syndrome. Springer Publishing Company.
Yetişkinlerde Bağlanma Biçimleri
Yetişkinlerde bağlanma biçimleri, John Bowlby’nin geliştirdiği Bağlanma Teorisi’nin bir uzantısı olarak ele alınır. Mary Ainsworth ve daha sonraki araştırmacılar tarafından çocukluk dönemi bağlanma stilleri üzerine yapılan çalışmalar, yetişkin ilişkilerine de uyarlanmıştır. Yetişkinlerin bağlanma biçimleri, erken yaşam deneyimlerine ve bu deneyimlerin içsel çalışma modellerine nasıl yansıdığına bağlı olarak farklılık gösterir. “İçsel çalışma modelleri”, bireyin kendisi, diğer insanlar ve ilişkiler hakkındaki inançları ve beklentileri anlamına gelir. Bu modeller, çocukluk döneminde yaşanan deneyimlerden etkilenerek şekillenir ve yetişkinlikteki ilişki dinamiklerini etkiler. Örneğin, erken yaşamda güvenli bir aile ortamı yaşayan bir birey, yetişkinlikte daha sağlıklı ilişkiler kurma eğiliminde olur. İhmal veya istikrarsız ilişkiler yaşayan bir çocuk ise yetişkinlikte güven sorunları yaşar.
Yetişkinlerde Bağlanma Biçimleri
Güvenli Bağlanma:
- Güvenli bağlanan yetişkinler, ilişkilerde rahat ve destekleyici davranır.
- Karşılıklı bağımlılık ve anlayış gösterirler.
- Olumsuz durumlarla başa çıkabilmek için etkili iletişim becerileri ve duygusal düzenleme yetenekleri geliştirirler.
Kaygılı-güvensiz bağlanma:
- Bu tür bağlanma gösteren yetişkinler, ilişkilerde güvensizlik ve reddedilme korkusu yaşarlar.
- Aşırı bağımlılık ve aşırı duygusal tepkiler sergileyebilirler.
- Partnerlerine karşı aşırı talepkâr veya yapışkan davranışlar gösterebilirler.
Kaçıngan-güvensiz bağlanma:
- Kaçınmacı bağlanma stili gösteren yetişkinler, yakınlıktan ve duygusal bağlardan kaçınma eğilimindedir.
- Bağımsızlık ve kendine yeterlilik vurgusu yaparlar.
- Duygusal olarak uzak dururlar ve ilişkilerde derin bağlantı kurmaktan kaçınırlar.
Karma/Karışık Bağlanma:
- Karma bağlanma stili gösteren yetişkinler, hem kaçınmacı hem de kaygılı özellikleri bir arada sergileyebilirler.
- İlişkilerde tutarsız ve öngörülemez davranışlar gösterebilirler.
- Güvensizlik ve bağlanma konusunda karışık duygular yaşarlar.
İlişkiler Üzerindeki Etkisi
İlişki Memnuniyeti
- Uyum ve Memnuniyet: Güvenli bağlanma stili gösteren çiftler, genellikle daha yüksek ilişki memnuniyeti ve uyum yaşar. Bu tür bağlanma, karşılıklı saygı, güven ve anlayış temelinde kurulur.
- Çatışma Çözümü: Güvenli bağlanan çiftler, çatışmaları daha sağlıklı ve yapıcı bir şekilde ele alır. Bu, ilişkinin genel memnuniyetini ve dayanıklılığını artırır.
- Esneklik: Güvenli bağlanma, değişikliklere ve zorluklara karşı ilişkide daha fazla esneklik sağlar. Bu çiftler, zor zamanlarda birbirlerine destek olma eğilimindedir.
İletişim Tarzları
- Açık ve Etkili İletişim: Güvenli bağlanan bireyler genellikle daha açık ve etkili iletişim kurar. Duygularını ve ihtiyaçlarını açıkça ifade eder ve partnerlerinin duygularına karşı duyarlı olur.
- İletişim Zorlukları: Diğer taraftan, kaçınmacı veya kaygılı bağlanan bireyler, genellikle ilişki içinde iletişim zorlukları yaşar. Bu da yanlış anlaşılmalara ve memnuniyetsizliklere yol açar.
- Çatışma Yaklaşımı: Güvenli bağlanan bireyler, çatışmaları ele alırken daha yapıcı ve çözüm odaklıdır. Kaçınmacı veya kaygılı bağlananlar ise çatışmalardan kaçınır veya aşırı duygusal tepkiler verir.
Duygusal Sağlık
- Olumlu Etkiler: Güvenli bağlanma, bireylerin duygusal sağlığı üzerinde olumlu etkiler yaratır. Bu bireyler genellikle daha düşük stres seviyelerine ve daha yüksek özsaygıya sahip olur.
- Duygusal Stres ve Sorunlar: Diğer bağlanma stilleri, özellikle kaygılı ve kaçınmacı bağlanma, duygusal stres ve ilişkisel sorunlara yol açar.
- Duygusal Düzenleme: Güvenli bağlanan bireyler, duygusal düzenleme konusunda daha beceriklidir. Bu, onların ilişkilerinde ve kişisel yaşamlarında daha sağlıklı duygusal deneyimler yaşamalarını sağlar.
Terapi ve Gelişim
- Psikoterapi: Bağlanma stili üzerine çalışmak, bireylerin ilişkilerini ve duygusal sağlıklarını iyileştirmek için psikoterapi ve danışmanlık süreçlerinde önemli bir odak noktası olur.
- Kişisel Gelişim: Bireyler, kendi bağlanma stillerini anlayarak ve üzerinde çalışarak, daha sağlıklı ve tatmin edici ilişkiler kurma yolunda ilerleyebilirler.
Yetişkinlerde bağlanma biçimlerini anlamak ve üzerinde çalışmak, bireysel ve ilişkisel refah için önemli bir adımdır. Bu konuda profesyonel destek almak, bu süreçte oldukça değerlidir.
Devamı
Travma Bağı Nedir, Travma Bağından Nasıl Kurtulurum?
Travma Bağı Nedir?
Travma bağı, genellikle zorlu ve toksik ilişkilerde, kişinin istismarcıya karşı duyduğu sağlıksız bağlılığı olarak tanımlanır. Örneğin, biri uzun süreli duygusal veya fiziksel istismar yaşadığında, ona zarar veren kişiye karşı empati ve bağlılık hisseder. Bu durum kurbanın, istismarcının davranışlarını normalleştirme ve onları savunma eğiliminde olmasına yol açar. Bu genellikle istismarcının kontrol ve manipülasyonuna bağlı olarak gelişir. Kişi, kendini bu zararlı ilişkiden kurtarmayı zorlaştırır.
Travma Bağının Belirtileri
- Aşırı Duygusal Bağlılık: Size kötü davranan kişiye karşı yoğun bir bağlılık ve ihtiyaç duygusu geliştirirsiniz. Bu kişi olmadan yaşayamayacağınızı ya da mutlu olamayacağınızı hissedersiniz.
- Rasyonalizasyon ve İdealizasyon: İstismarcının davranışlarını normalleştirir veya mazur görürsünüz. Onun iyi yönlerini abartır ve kötü davranışlarını göz ardı eder veya haklı çıkarırsınız.
- Bağımlılık ve Korku: Size kötü davranan o kişi olmadan yapamayacağınız korkusu geliştirirsiniz. Bu korku; yalnız kalma, terk edilme ya da sevilmeme korkusu gibi korkular olur.
- Duygusal Dalgalanmalar: İlişkinizde sık sık duygusal iniş çıkışlar yaşarsınız. İstismarcıyla olan iyi zamanlarınız. kötü zamanlara göre daha az olur; ancak bu iyi zamanlar sizi ilişkide tutar.
- İlişkinin Döngüsel Doğası: İstismarcı ile aranızdaki ilişki genellikle bir döngü izler: toksik davranış, pişmanlık, barışma ve tekrar toksik davranış. Bu döngü, bağlılığınızı sürdürür.
- Kendini Değersiz Hissetme: Kendi değerinizi ve ihtiyaçlarınızı göz ardı eder kendinizi istismarcının ihtiyaçlarına göre şekillendirirsiniz.
- İzolasyon: Diğer insanlardan ve destek kaynaklarından uzaklaşabilirsiniz, çünkü ilişkiniz size dünyanın geri kalanından kopmuş hissettirir.
Travma Döngüsü – Travma Bağı
Genellikle toksik ilişkilerde görülen bir durumdur. Kötü muamele gören kişi, ona kötü davranan kişiye sürekli umut ve bağlılık duyar. İstismar eden kişi özür diler ve pişman olduğunu söyler. Kötü davranışların normal gibi görünmesini sağlar. Tekrar tekrar yaşanan bu durum, mağdur kişinin ilişkiden ayrılmasını zorlaştırır.
Travma Bağından Nasıl Kurtulurum?
Travma bağını kırmak için atılacak adımlar kişisel bir yolculuk gerektirir. İşte bu süreci başlatmak ve sürdürmek için bazı öneriler:
Travma Bağını Tanımak
İlk adım, travma bağının farkına varmak ve bunun sağlıklı veya sürdürülebilir bir ilişki olmadığını kabul etmektir. Travma bağının ne olduğunu ve nasıl etkilediğini anlamak, kurtulma sürecine başlamak için önemlidir.
Profesyonel Yardım Aramak
Terapist veya danışman gibi travma ve ilişkiler konusunda uzmanlaşmış bir profesyonelle çalışmak. Bu çalışmalar deneyimlerinizi, duygularınızı ve kalıplarınızı keşfetmek için güvenli bir alan sağlar.
Sınırlar Belirlemek
Sınırları belirledikten sonra, bunları net bir şekilde ifade etmek önemlidir.
Kendine Bakım Yapmak ve Kendine Şefkat Göstermek
Kendine iyi bakmak ve kendine karşı nazik olmak, iyileşme yolunda çok önemlidir. Sizi mutlu eden insanlarla vakit geçirmek, kendi sağlığınızı ve refahınızı ilk sıraya koymak bu süreçte büyük ölçüde iyi gelir.
Duygularınızı İşlemek
Bu yolculuk sırasında ortaya çıkan duyguları hissetmeye ve işlemeye izin vermek normaldir. Günlük tutmak, güvendiğiniz bir arkadaşla konuşmak veya hobiler (resim yapmak) bu duyguları ifade etmeye ve serbest bırakmaya yardımcı olur.
Olumsuz İnançları Sorgulamak
Travma bağına bağlı kalmayı sağlayan olumsuz inançları ve düşünceleri tanımlayıp sorgulamak önemlidir. Olumsuz inançları sorgulamak, sağlıklı ve sevgi dolu ilişkileri hak ettiğinizi ve iyileşmeye değer olduğunuzu anlamayı ifade eder.
Kişisel Gelişime Odaklanmak
İlgi alanlarınızı keşfedin, hedefler belirleyin ve güçlü bir benlik duygusu oluşturmaya yardımcı olacak aktivitelere yatırım yapın.
Bu süreçte sabırlı olmak ve her adımda küçük zaferleri kutlamak önemlidir. Kendinize bu süreç boyunca nazik davranın ve iyileşmenin zaman aldığını unutmayın. Destek ve kararlılık, travma bağından kurtarır.
Sonuç olarak, travma bağını kırmak, kendini yeniden keşfetme ve güçlendirme yolculuğudur. Bu süreç, zorluklarla dolu olur, ancak her adım, bireysel gücünüzü ve dayanıklılığınızı artırır. Kendinize karşı sabırlı ve şefkatli olmak, profesyonel destek almak ve güvenli bir destek ağı oluşturmak, bu dönüşüm yolculuğunda önemli kilometre taşlarıdır. Travma bağından kurtulmak, sadece geçmişteki acıları geride bırakmak değil, aynı zamanda daha sağlıklı, dengeli ve özgür bir geleceğe adım atmak demektir. Unutmayın, bu yolculuk sizi sadece iyileştirmekle kalmaz, aynı zamanda daha güçlü ve bilinçli bir birey olarak yeniden doğmanıza da olanak tanır.
Travma Bağı Nedir? Travma Bağından Nasıl Kurtulurum ?
Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar
Kaynaklar
Reid, J., Haskell, R., Dillahunt-Aspillaga, C., & Thor, J. (2013). Trauma bonding and interpersonal violence. Psychology of trauma.
George, V. (2015). Traumatic bonding and intimate partner violence.
DevamıTers Psikoloji Nedir
Ters Psikoloji Nedir: Bir kişinin amacına ulaşmak veya dilediği bir eylemin gerçekleşmesini sağlamak için, tersine bir yöntem kullanarak, karşıdaki kişinin davranışlarını, fikirlerini veya düşüncelerini manipüle etmeye dayalı bir iletişim biçimidir. Bu yöntem, ters psikoloji uygulayan kişilerin istediği sonucu elde etmek için doğrudan veya açık bir yaklaşım yerine, tersine eylem gerçekleştirerek, karşısındakinin kendi iradesini kullanmasını hedefler.
Ters psikoloji uygulayan kişiler, istedikleri şeyin zıttını söyleyerek iletişime geçerler. Stratejik olarak amaçları, karşıdaki kişiyi aslında istenileni yapmaya teşvik etmektir.
Reaktans nedir
Reaktans kavramı, insanların kendi seçeneklerini ve özgürlüklerini kısıtlayan durumlar karşısında gösterdikleri tepkiyi ifade eder.
Bir kişiye belli bir davranışı yapması veya yapmaması gerektiği söylendiğinde, kişi kendi özgür iradesine müdahale edildiğini düşünebilir. Örneğin, birine “Bu işi hemen yapmalısın” dendiğinde, kişi daha fazla bağımsızlık hissi kazanmak ve buna bağlı olarak kendini ifade etmek isteyebilir. Bu nedenle işi hemen yapmak yerine yapmayabilir veya erteleyebilir.
Ters Psikoloji Belirtileri
Reaktans, yukarıda da belirtildiği gibi, ters psikolojiye maruz kaldığını fark eden kişinin güçlü bir tepki göstermesini içerir. Bu tepki sonucunda kişi önerilen şeyin tersini yapar.
Ters psikoloji bazen göze çarpmayabilir. Ancak bu tür ikna yöntemlerini fark etmenize yardımcı olacak bazı işaretler olabilir:
- Ters psikolojiyi uygulayan kişiler dikkat çekmek için, aşırı olumsuz ya da olumlu yorumlarda bulunabilirler.
- Bir şeyi karşı tarafa yaptırmak istiyormuş gibi hissettirebilirler; ancak doğrudan bir talepte bulunmazlar.
- Sürekli aynı fikri öne sürebilirler. Bu yüzden karşı taraf da tam tersini yapmak isteyebilir.
- Birinin ters psikoloji kullanıp kullanmadığını anlamanın bir işareti de normalde tercih ettiği ve savunduğu bir konuya karşı birden bire itiraz etmesi olabilir.
- Kendi çıkarları için istenilenin zıttını yaptırmaya çalışmaları, karşı tarafın kararları tersi yönde veya farklı almasına neden olabilir.
Ters Psikoloji Nedir ve Nasıl Kullanılır
Çok farklı türlerde manipülasyon biçimleri bulunsa da, en yaygın olan 3 tanesi “suçluluk hissi sağlama, yalan söyleme ve kendini beğendirme” olarak karşımıza çıkar.
Suçluluk hissi sağlama: Kişiyi, sorunun veya olumsuz bir durumun sorumlusu olarak gösterip suçlu hissettirler. Bunu yaparken genellikle kişi hakkındaki özel bilgilerden veya kişinin duygusal zayıflıklarından yararlanırlar. Ters psikoloji uygulayan kişiler duygu kontrolünü de ters psikolojiye dahil edebilir. Örneğin, “Eğer gerçekten beni sevseydin, bunu yapmazdın” gibi cümlelerle duygusal bağı kullanabilirler.
Kendini beğendirme: Samimi ve ilgili davranarak istediği şeyi elde etmeyi amaçlar.
Yalan söyleme: Gerçekleri çarptırırlar veya tamamen uydururlar.
Aşırı sevgi gösterme (love bombing): Hızlı bir şekilde ilgi ve sevgi gösterebilir ve duygusal bağımlılık yaratabilirler.
Küçümseme: Küçümseyerek kişinin kendinden şüphe etmesine neden olurlar.
Pasif agresif davranışlarda bulunma: İmalı yorumlar veya şakalar yaparlar. Daha sonra da “sadece şaka yapıyordum” veya “her şeyi çok kişisel algılıyorsun” diyerek konuyu geçiştirirler.
3. Şahsı kullanma: Karşı tarafla ilgili kendine ait bir görüşü haklı çıkarmak veya kişiyi güvensiz hissettirmek için başka bir kişiyi devreye sokabilirler.
Açık veya kapalı tehditler: Bazı yorum ve davranışlarla korku yaratma eğiliminde olurlar.
Sessizlik: Cezalandırmak için görmezden gelip konuşmazlar.
Ters Psikoloji Örnekleri
Ters psikolojinin nasıl kullanıldığını gösteren birkaç örnek:
Pazarlama ve Satış Stratejileri: Bu strateji, kişilerin doğal tepkilerini veya beklentilerini kullanarak istenilen sonuca ulaşmayı hedefler.
Kısıtlı Sayıda Ürün veya Fırsat: “Sadece 10 adet kaldı!” veya “Sadece bugün geçerli” gibi ifadeler kullanarak insanları hızlı bir şekilde satın almaya yönlendirir.
Ebeveynlikte Ters Psikoloji: Ebeveynlikte ters psikoloji, çocuğun istenilen davranışı yapmasını sağlamak için kullanılan bir yöntemdir.
İşte ebeveynlerin sıkça kullandığı ters psikoloji örnekleri:
1. Ters psikoloji ile yemek yedirme: Sebzeleri yemek istemeyen bir çocuğa, “Bu sebzeleri büyüklere yedirmek daha iyi olur” diyerek çocuğun merak ve rekabet duygusunu kullanıp sebzeleri yemesini sağlamak örnek olarak gösterilebilir.
2. Temizlik ve düzende ters psikoloji: “Bu odanın toparlanması imkansız görünüyor” diyerek, çocuğun odasını toparlamasını sağlamak.
3. İstenmeyen davranışları kontrol altına almada ters psikoloji: Ebeveyn, çocuğunun yapmasını istemediği bir eylemi durdurmak için “bu oyuncağı sadece büyükler kullanabilir” diyerek, onu oyuncağa yöneltmek.
Yatma zamanı ve yemek seçimlerinde de ters psikoloji kullanımları görülmektedir. Her çocuğun farklı tepkiler verdiğini unutmadan, dengeli bir şekilde ters psikolojiyi kullanmak önemlidir.
Ebeveynler ters psikolojiyi kullanırken dikkatli olmalı ve çocuklarının duygusal ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmalıdır. Ayrıca bu stratejiyi sıkça kullanmak, çocuğun güven duygusuna zarar verebilir.
İlişkilerde Ters Psikoloji: Kişi istediği şeyi partnerine yaptırmak için, onun bunu zaten yapmayacağını söyleyerek ters psikoloji uygular. Örneğin, “Senin bahçeyi sulamak için vaktin yok değil mi?” diye sorarak, partnerini bahçeyi sulamaya teşvik eder.
Bireyin kendi yapmak istemediği bir şeyi partnerinden isteksizce rica ederek, o şeyi partnerinin yapmasını sağlamak da ilişkilerdeki ters psikolojiye örnek olarak gösterilebilir.
Öğretimde Ters Psikoloji: Ters psikoloji, öğrencilerin daha fazla ilgi ve katılım göstermelerini sağlamak amacıyla öğretimde kullanılan bir taktik olabilir. Ancak bu tür taktiklerin etik ve öğrencilerin güvenini zedelemeyecek şekilde kullanılması önemlidir.
Katılımı artırma, kendi kendine çalışma isteği oluşturma, öğrencilere motivasyon sağlama ve sorumluluk almalarını sağlama gibi durumlarda karşımıza çıkabilir. Öğrencilere ders içinde tartışmalara veya etkinliklere katılmamalarını söyleyerek, aslında katılmalarını sağlamak; sınavın zor olduğunu ve kimsenin geçemeyeceğini belirterek, öğrencilerin sınava daha iyi hazırlanmasına teşvik etmek, örnek olarak gösterilebilir.
Ters psikoloji, insanların beklentilerini tersine çevirerek istenen sonuçları elde etme amacıyla kullanılan bir yöntemdir. Ancak bu tür yöntemlerin kullanımı, karşılıklı güveni ve iletişimi zayıflatabilir.
Ters Psikolojiden En çok Kimler Etkilenir
Ters psikolojiden, genellikle daha savunmasız veya güvensiz hisseden kişiler etkilenir. Aşağıdaki kişiler ters psikolojiye daha fazla duyarlı olabilir:
Düşük öz saygıya sahip olanlar: Manipülatif davranışlar karşısında kendilerini daha zayıf hissederler.
Empati göstermeyenler: Empati yeteneği düşük olan veya başkalarının duygusal ihtiyaçlarını anlama ve kabul etme konusunda zorluk yaşayan kişiler, ters psikolojiye daha kolay maruz kalabilirler.
Deneyimsel eksikliği olanlar: Daha az deneyimli veya manipülasyon taktiklerini tanımakta zorluk yaşayan kişiler, ters psikolojiye daha duyarlı olabilirler.
Çevresindeki kişilerin etkisi altında olanlar: Aile üyeleri, arkadaşlar veya partnerler tarafından ters psikolojiye maruz kalan kişiler, bu tür manipülasyonları daha fazla deneyimleyebilirler.
Duygusal denge sorunu yaşayanlar: Duygularını kontrol etmekte zorluk yaşayan kişiler, ters psikolojiye karşı daha hassas olabilir. Ters psikoloji kişinin karar alma-verme, düşünme veya yorumlama biçimini değiştirebilir.
İnsanların tepkileri kişisel özelliklerine, deneyimlerine ve içinde bulundukları ilişkilere bağlı olarak farklılık gösterebilir. Önemli olan, sağlıklı ilişki becerileri ve iletişim yöntemleri geliştirmektir. Böylece manipülasyon ve ters psikoloji gibi olumsuz davranışlarla daha etkili bir yolla başa çıkılabilir.
Ters psikoloji veya manipülasyon gibi olumsuz davranışlarla başa çıkmak için; kişisel sınırları belirlemek, sağlıklı iletişim becerileri geliştirmek ve duygusal zeka üzerinde çalışmak önemlidir.
Ters Psikolojinin Avantajları ve Dezavantajları Nelerdir
Olumlu yönüyle bakıldığında, ters psikoloji insanları sağlıklı davranışa yönlendirme amacıyla kullanılanılabilir.
Dikkat çekmek: Ters psikoloji, insanların dikkatini çekmek ve onları düşünmeye teşvik etmek için etkili bir yöntem olabilir. İstenmeyen bir davranışı yasaklayarak veya olumsuz yönlerini vurgulayarak insanların dikkati çekilebilir.
Karar verme yeteneği: İnsanlara ters yönde bir öneri sunarak, onları kendi kararlarını vermeye teşvik edebilir. Bu durum, kişilerin kendilerini daha bağımsız hissetmelerine yardımcı olur.
Davranış değişikliği: Bazı durumlarda, insanlar istedikleri sonucu elde edemediklerinde, bu sonucu daha fazla istemeye başlar.
Ters psikolojiyi kullanmanın zararlı olduğu zamanlar da vardır.
İletişim ve güven bozukluğu: Bu tür psikoloji sürekli kullanıldığında insanlar arasında güveni sarsabilir ve sağlıklı iletişimi engelleyebilir.
İlişki sorunları: Ters psikoloji, romantik ilişkilerde veya arkadaşlıklarda güvensizlik ve çatışmalara yol açabilir. İlişkilerin sürdürülmesini zorlaştırabilir.
Uzlaşmazlık: Bu yöntem, sıkça kullanıldığı alanlarda sorunları çözmek yerine daha fazla çatışma ve anlaşmazlık yaratabilir.
Dürüstlüğü Tehdit Etmek: Ters psikoloji, insanların dürüstlüğünü tehdit edebilir ve insanları yanıltıcı veya manipülatif davranışlar sergilemeye teşvik edebilir.
Ters psikoloji kullanırken, etkilerini ve sonuçlarını dikkatlice düşünmek önemlidir. Ters psikoloji uygulamak yerine açık ve dürüst iletişimi tercih etmek, uzun vadeli sağlıklı ilişkiler oluşturulmasına yardımcı olur.
Ters Psikoloji Nedir
Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar
Kaynaklar
Devamı