İlkel Savunma Mekanizmaları
İlkel savunma mekanizmaları, kişiliğin gelişiminin erken aşamalarında ortaya çıkan ve genellikle bilinçdışı düzeyde işleyen, bireyin anksiyete veya stresle başa çıkmasına yardımcı olan otomatik tepkilerdir. Bu mekanizmalar, genellikle çocukluk döneminde gelişir ve bireyin duygusal ve zihinsel sağlığını korumak amacıyla işlev görürler. Ancak, aşırı ve sürekli kullanıldıklarında bireyin uyum yeteneğini olumsuz etkileyebilirler.
İlkel Savunma Mekanizmaları Nelerdir
İlkel Geri-Çekilme
İlkel geri-çekilme, kişinin gerçeklikten ve duygusal durumdan kaçmak için içsel bir dünya yaratmasıdır. Bu savunma mekanizması genellikle çocukluk döneminde başlar ve ağır stres altında olan yetişkinlerde görülür.
*Bu mekanizma, çocuklukta ciddi ihmal ve istismar yaşamış bireylerde sık görülür (Herman, 1992).
Nedenleri
- Yoğun Travma: Çocukluk döneminde yaşanan ağır travmalar, bireyin stresli durumlardan zihinsel olarak geri çekilmesine neden olur.
- Duygusal İhmal: Duygusal ihtiyaçlarının karşılanmadığı bir ortamda büyüyen kişiler, kendilerini duygusal olarak geri çekerek korurlar.
- Kronik Stres: Sürekli stres altında olan kişiler, bu stresi yönetemeyerek ilkel geri-çekilme davranışı gösterirler.
Örnekler
- Çocuk, aile içi şiddet gördüğünde kendini zihinsel olarak o ortamdan uzaklaştırır ve hayal dünyasına kaçar.
- Yoğun stres altında olan bir birey, bilinçli olarak farkında olmadan çevresindeki olaylara duyarsız hale gelir ve içe kapanır.
- Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) olan bir kişi, travmayı hatırlatan durumlarla karşılaştığında zihinsel olarak geri çekilir ve duygusal olarak donuk hale gelir.
İnkar (Denial)
İnkar, bireyin gerçeklikte var olan bir durumu, düşünceyi veya duyguyu kabul etmeyerek kendini koruma çabasıdır. Bu savunma mekanizması, kişinin kendisini tehdit eden veya rahatsız eden gerçeklerden kaçınmasını sağlar. İnkar, kişinin stres veya anksiyete ile başa çıkmasına yardımcı olabilir, ancak sürekli kullanıldığında gerçekliği sağlıklı bir şekilde değerlendirme yetisini olumsuz etkiler.
*İnkar, akut stres tepkisi olarak travmatik olaylar sonrası sık görülür (Freud, 1924).
Nedenleri
- Aşırı Stres ve Anksiyete: Kişi, karşı karşıya kaldığı durumun getirdiği yoğun stres veya anksiyete ile baş edemediğinde, bu durumu yok sayarak kendini rahatlatmaya çalışır.
- Travmatik Deneyimler: Geçmişte yaşanan ağır travmalar, kişinin benzer durumlarla başa çıkarken inkar mekanizmasını kullanmasına neden olur.
- Kabul Edilemez Gerçekler: Bireyin kabul etmekte zorlandığı gerçekler veya olaylar karşısında inkar etme eğilimi artar.
Örnekler
- Bir kişinin ciddi bir hastalığı olduğunu öğrenmesine rağmen, bu durumu kabul etmeyip tedaviye başlamayı reddetmesi.
- Bir ebeveynin, çocuğunun bağımlılık sorunları olduğunu reddetmesi ve bu durumu görmezden gelmesi.
- Bir çalışanın, iş yerinde sürekli olarak yaşadığı mobbing davranışlarını yok sayması ve bu durumu kabullenmemesi.
Tümgüçlü Kontrol (Omnipotent Control)
Tümgüçlü kontrol, bireyin kendisini ya da çevresindeki olayları tamamen kontrol edebileceği inancına dayanan bir savunma mekanizmasıdır. Bu mekanizma, bireyin kendi güçsüzlük ve yetersizlik duygularıyla başa çıkmasına yardımcı olur. Kişi, olaylar üzerindeki kontrolünü abartarak stresli durumları daha katlanılabilir hale getirmeye çalışır.
*Bu savunma mekanizması, narsistik kişilik bozukluğunda yaygındır (Kernberg, 1975).
Nedenleri
- Güvensizlik Duyguları: Birey, kendini güvensiz hissettiğinde ve kontrolü elinde bulundurma ihtiyacı duyduğunda bu mekanizmayı kullanır.
- Travmatik Deneyimler: Kontrol kaybı hissi yaratan travmatik olaylar, bireyin her şeyi kontrol edebileceği inancını geliştirmesine neden olur.
- Düşük Benlik Saygısı: Kendi değeri ve yetenekleri hakkında düşük algıya sahip bireyler, kontrol duygusunu artırarak bu hislerini dengelemeye çalışır.
Örnekler
- Bir lider, her detay üzerinde tam kontrol sağlamak ve tüm kararları kendisi vermek ister.
- Bir ebeveyn, çocuğunun hayatındaki her ayrıntıyı kontrol etmeye çalışır ve bu şekilde kendini güvende hisseder.
- Bir çalışan, iş yerinde her projeyi kendi kontrolü altında tutarak hata yapmaktan kaçınmaya çalışır.
İlkel İdealizasyon ve Değersizleştirme
İlkel idealizasyon, bir kişinin başka bir kişiyi aşırı derecede yüceltmesi ve kusursuz olarak görmesidir. Bu mekanizma genellikle narsistik kişilik bozukluğu ve borderline kişilik bozukluğu gibi durumlarda görülür. İlkel idealizasyonun tersi olan değersizleştirme ise, aynı kişinin bir süre sonra o kişiyi tamamen değersiz ve kötü olarak görmesidir. Bu mekanizmalar, kişinin içsel karmaşalarını ve belirsizliklerini yönetmesine yardımcı olur.
*Bu savunma mekanizmalarının dinamikleri üzerine yapılan araştırmalar, özellikle kişilik bozuklukları bağlamında bu davranışların sıkça ortaya çıktığını göstermektedir (Kernberg, 1975; Kohut, 1977).
Örnekler
- Bir birey, yeni bir ilişkiye başladığında partnerini mükemmel olarak görüp tüm eksikliklerini göz ardı eder. Ancak, ilişki ilerledikçe ve ilk hayal kırıklıkları yaşandıkça, aynı partneri tamamen değersiz ve kötü olarak görmeye başlar.
- Bir çalışan, yeni bir iş yerinde patronunu olağanüstü yetenekli ve adil olarak değerlendirir. Fakat, küçük bir eleştiri aldığında patronunu tamamen yetersiz ve zalim olarak görmeye başlar.
Yansıtma (Projection)
Yansıtma, kişinin kendi kabul edilemez düşünce ve duygularını başka bir kişiye atfetmesidir. Bu mekanizma, kişinin içsel çatışmalarından kaçınmasına ve kendini savunmasına yardımcı olur.
*Yansıtmanın psikolojik savunma mekanizmaları arasında yaygın olarak kullanıldığı ve özellikle paranoid kişilik bozukluğunda sıkça görüldüğü belirtilmektedir (Freud, 1894; Vaillant, 1992).
Örnekler
- Bir kişi, kendi saldırgan duygularını kabul edemez ve başkalarının ona karşı düşmanca davrandığını iddia eder.
- Bir öğrenci, kendi tembelliğini kabul edemez ve öğretmenini adaletsiz ve baskıcı olarak suçlar.
İçe Atma (Introjection)
İçe atma, kişinin dış dünyadaki nesneleri ve onların özelliklerini kendi benliğine dahil etmesidir. Bu mekanizma, kişinin güvensizlik ve yetersizlik duygularını yönetmesine yardımcı olur.
*İçe atmanın özellikle çocukluk döneminde önemli bir rol oynadığı ve bireyin kimlik gelişimine katkıda bulunduğu belirtilmektedir (Klein, 1946; Bowlby, 1988).
Örnekler
- Bir çocuk, ebeveynlerinin beklentilerini ve değerlerini içselleştirir ve bu değerler doğrultusunda hareket eder.
- Bir yetişkin, hayran olduğu bir liderin düşünce ve davranış tarzını benimser.
Yansıtmalı Özdeşim (Projective Identification)
Yansıtmalı özdeşim, kişinin kendi kabul edilemez duygularını başkasına yansıtıp, bu duyguları diğer kişinin hissetmesine neden olmasıdır. Bu mekanizma, kişinin kendi duygusal deneyimlerini başkası üzerinde yaşamasına olanak tanır.
*Yansıtmalı özdeşim, özellikle psikanalitik terapi süreçlerinde sıkça incelenen bir mekanizmadır ve terapi ilişkisindeki dinamiklerin anlaşılmasına katkıda bulunur (Ogden, 1979; Kernberg, 1984).
Örnekler
- Bir birey, kendi öfkesini başkasına yansıtarak, o kişiyi öfkeli hale getirir ve sonra onun öfkeli davranışlarını kontrol etmeye çalışır.
- Bir terapist, hastasının kendi yetersizlik duygularını kendisine yansıttığını fark eder ve bu duygularla başa çıkmak için hastaya yardımcı olur.
Ego Bölünmesi (Ego Splitting)
Ego bölünmesi, kişinin kendi benliğini iyi ve kötü olarak ikiye ayırmasıdır. Bu mekanizma, genellikle yoğun stres ve travma durumlarında ortaya çıkar ve kişinin içsel çatışmaları yönetmesine yardımcı olur.
*Ego bölünmesi, özellikle borderline kişilik bozukluğunda yaygın olarak görülmektedir ve bu kişilerin kendilik algısındaki dengesizlikleri açıklamaktadır (Kernberg, 1975).
Örnekler
- Bir birey, iş yerinde çok başarılı bir çalışan olarak kendini görürken, kişisel yaşamında tamamen başarısız ve yetersiz hisseder.
- Bir çocuk, ebeveynini bir yandan sevgi dolu ve koruyucu olarak görürken, diğer yandan cezalandırıcı ve zalim olarak algılar.
Dissosiyasyon
Dissosiyasyon, kişinin kendisi ve çevresi arasındaki bağlantıyı kaybetmesi durumudur. Bu mekanizma, genellikle travmatik deneyimlere karşı bir savunma olarak ortaya çıkar ve kişinin acı verici anılarından veya duygularından kopmasına yardımcı olur.
*Dissosiyasyon, travmatik deneyimlerin bir sonucu olarak sıkça gözlemlenir ve özellikle TSSB ve dissosiyatif kimlik bozukluğu gibi durumlarla ilişkilidir (van der Kolk, 1987; Putnam, 1997).
Örnekler
- Bir kişi, ciddi bir trafik kazası sırasında olanları hatırlamaz ve kendini olaydan tamamen kopmuş hisseder.
- Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) yaşayan bir birey, savaş sırasında yaşadığı olayları hatırladığında kendini olaylardan kopmuş ve gerçekdışı hisseder.
Sonuç olarak, ilkel savunma mekanizmaları, bireyin psikolojik dengesini korumak amacıyla geliştirdiği ve çoğu zaman bilinçdışı düzeyde işleyen otomatik tepkilerdir. Bu mekanizmalar, bireyin çocukluk dönemindeki travmalar ve duygusal zorluklar karşısında geliştirdiği savunma stratejileridir. Ancak, bu mekanizmaların aşırı ve sürekli kullanımı, bireyin gerçeklikle sağlıklı bir şekilde başa çıkma yeteneğini olumsuz etkiler. Bu nedenle, terapötik müdahaleler, bireylerin bu mekanizmaları fark etmelerine ve daha sağlıklı başa çıkma stratejileri geliştirmelerine yardımcı olur. Modern psikoterapi yaklaşımları, bu savunma mekanizmalarının kökenlerini anlamayı ve bireyin duygusal iyilik halini artırmak için gerekli değişiklikleri yapmayı amaçlar.
İlkel Savunma Mekanizmaları
Klinik Psikolog Tuğçe Turanlar
Yule Psikoloji
Kaynaklar
- Bowlby, J. (1988). A secure base: Parent-child attachment and healthy human development. Basic Books.
- Freud, S. (1894). The neuro-psychoses of defence. In J. Strachey (Ed. & Trans.), The standard edition of the complete psychological works of Sigmund Freud (Vol. 3, pp. 41-61). Hogarth Press.
- Kernberg, O. F. (1975). Borderline conditions and pathological narcissism. Jason Aronson.
- Kernberg, O. F. (1984). Severe personality disorders: Psychotherapeutic strategies. Yale University Press.
- Klein, M. (1946). Notes on some schizoid mechanisms. International Journal of Psychoanalysis, 27, 99-110.
- Kohut, H. (1977). The restoration of the self. International Universities Press.
- Ogden, T. H. (1979). On projective identification. International Journal of Psycho-Analysis, 60, 357-373.
- Putnam, F. W. (1997). Dissociation in children and adolescents: A developmental perspective. Guilford Press.
- Vaillant, G. E. (1992). Ego mechanisms of defense: A guide for clinicians and researchers. American Psychiatric Press.
- van der Kolk, B. A. (1987). Psychological trauma. American Psychiatric Press.
İlgili Makaleler
Rüya Analizi: Freud ve Jung’un Karşılaştırmalı Görüşleri
Rüya Analizi Freud'a Göre Rüyalar Ne Anlama Geliyor? Hepimiz rüya görüyoruz,...
Gaslighting: Kökleri ve Psikolojik Manipülasyonun Anatomisi
Gaslighting terimi, ilk olarak İngiliz oyun yazarı Patrick Hamilton'ın 1938...
Arketip Nedir
Arketip, insanların kolektif bilinçdışında yer alan evrensel semboller ve...
Serbest Çağrışım Tekniği ve Psikanaliz
Serbest çağrışım, psikanalizde kullanılan temel bir tekniktir. Danışan aklına...